20 Ocak 2014 Pazartesi

Kanalizasyon Taştı

Altı daireli bir apartmanın dört numaralı dairesinde oturuyorum. Eski bir apartman. Babam parası anca ona yettiği için çatı dairesini kredi ile almıştı. Ölümünden iki ay sonra kendi annesinden kalan bir arazi satıldı oradan gelen parayla kredi borcunu kapattık,  ikramiyesini de ekleyerek oturduğum daireyi aldık. Altı dairenin ikisinde hakkınız olduğu için apartmanla ilgili işler de sizin üstünüze kalıyor. Çaresiz ben her şeye koşar oldum.

Geçenlerde apartmanda bir koku yayılmaya başladı. Alt kat komşuma göre bir kedi paspasa pislemiş, koku o yüzdendi. Birkaç gün o apartmanda paspas ve kedi pisliği aradık, bulamadık.  Komşum kokudan rahatsız olduğu için kendi dairesini girişi kapısına şu belli aralarla koku fışkırtan cihazlardan koydu. Apartman girişinde biraz rahatsız oluyor ama bir merdivenle dairesine ulaştığı ve dairesinin kapısında da koku fışkırtan bir alet olduğu için koşarak evine girer girmez kendi dünyasına kavuşuyor.

Kokunun kedi pisliğinden olmadığı anlaşılınca ve koku gittikçe arttığı için benim apartman içinde bir araştırma yapmam icap etti. Kazan dairesinde küçük bir hela var. Eskiden kapıcı dairesi olarak kullanılan mekânın bir parçasıydı. Biz yıllardır kapıcı kullanmadığımız için orasını kazan dairesinde yapılan sulu işlerin gideri olarak kullanıyorduk.  Oraya baktım. Su dolmuştu. Anladım ki sorun kedi pisliği değil kanalizasyon.

Geçen yaz bizim sokakta yeni bir pis su hattı döşediler. Ne olduysa ondan sonra oldu. Önce yan apartmanın kanalizasyonu tıkandı, onun ardından karşı apartmanınki.  Ana hattı yaparken bağlantıları ezdikleri için apartman çıkışlarında sorun oluyormuş. Benim de aklıma hemen o geldi. Sordum soruşturdum öğrendim. İSKİ’ye müracaat ettim. Artık müracaatlar internetten.. Çok ilerledik. Gerçekten de 5 gün sonra biri geldi bakmaya. “Rögarınız nerede?” dedi. İnşaat mühendisiyim de o yüzden  rögar nedir bilirim. Bir çukur, apartman içindeki gider hatları oraya bağlanıyor. Ben bu apartmanda otuz yıldır oturuyorum rögar nerede bilmiyorum. Daireyi satın alırken de alt yapı projesine bakmak hiç aklıma gelmedi. İSKİ yetkilisi “Biz daire içine karışmayız, siz rögarı bulun açtırın haber verin gelip bakalım“ dedi gitti. Bu arada ne olur olmaz sokak kazısı için İSKİye bir dilekçe vermemi istedi. “İnternet?” dedim, yok, yerine gidip vermeliymişim.   İSKİ’nin yeri nerede? İSKi’nin yerini bindiğim taksi şoförü biliyormuş. Gittim dilekçeyi verdim. Bu işlerde tecrübeliyim ya yanımda ikinci bir kopya daha var “Sizde bir kopyası var mı?” Ödevini yapmış bir öğrenci gibi elimdeki kopyayı uzattım, alındı damgası basıp sıra no ve tarihi yazdılar verdiler. Artık onları bekleyecektim. Ne zaman? Belli olmaz 5-10 gün içinde bakarlar.

İşim bitmemişti. Daire içinde rögar arayacaktım. Bodrum kattaki komşu bir ay önce taşınmıştı. Onu aradım. Açmadı. Apartmana borcu var o yüzden. Mesaj attım. “Daireni pislik bastı” diye. İki dakika sonra aradı. “Buyur abi”.. Durumu anlattım. Dairesine girmemiz gerektiğini söyledim. Borçtan hiç bahsetmedim. Bahsetsem kaçacak biliyorum.  “Tamam abi, anahtarı gönderiyorum” dedi. Dairesini pislik basmış gelmiyor anahtar gönderiyor, anlayın artık. Kapıya onun adına gelen borç ihtarnamelerini hatırlayınca neden kaçtığını anladım. Sadece bize borcu yok herkese borçlu. Adres kaybettiriyor.

Bulduğum bir usta ile daireye girdim. Kokunun kaynağını anlamış oldum. Dairenin elektriği de kesik. Oradan buradan kediler fırlıyor. Pencereyi açık bırakmışlar mahallenin kediler de yolu bulmuş. Neyse kokunun çoğaldığı odaya ulaştık. Odanın döşemeleri çürümüş, altı su. Bir yerlerden kaçak var.  Usta “Abi ben kazayım bakalım ne çıkacak” dedi. Şimdi olmazmış, "beş gün sonra gelebilirim ancak" dedi gitti.

Bu arada en üst katta annem oturuyor. Çok yaşlı gözleri görmüyor kulağı da az duyuyor. Ona söylemedim.  Üstümüzde apartmanın tek kiracısı var. Evinde “pitbull” besliyor. Durumun farkında değil.  Ya da olanları biliyor ama aldırmazdan geliyor. Koku da onu rahatsız etmiyor herhalde. O hayatından memnun. Onun da apartmana borcu var. "İş yapılacak para ver" dememden korkuyor herhalde. O köpeğini yıkıyor, habire sifonu çekiyor, dairemden inen borudaki sesi duyuyorum. Zemin kat dairesi üç yıldır boş. Para istersen gönderiyor ama apartmanda yaşamadığı için koku onu rahatsız etmiyor doğal olarak. Ben ise bodrumun altını gördüm. Apartmanın altından kanalizasyon akıyor. Pisliği arttırmamak için helaya bile gitmiyorum desem yeridir.Galiba “kabız” oluyorum. Her gün yıkanmıyorum artık. Ben kokmaya başladım.  Şu İSKİ gelecekse gelse artık.

Melih Anık     

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder