30 Nisan 2016 Cumartesi

Çandarlılı Taşçı Mustafa

İki gün önce tanıştığım Taşçı Mustafa bu sabah yürürken şehrin merkezinde bir sokakta karşıma çıktı. Eski süsü verilmiş yeni bir taş evin önünde taş duvar örüyordu. Beni görünce yüzü güldü. Bu sefer elindeki eldivenleri çıkarmadan elimi sıktı. İlk karşılaşmamızda dört defa tokalaşmıştık ve her seferinde eldivenlerini çıkarmıştı. Şimdi anlıyorum ki o zaman bana yabancı muamelesi yapmış ve benim kurallarıma(!) göre davranmıştı. Artık buralıydım ve Mustafa buralı birine nasıl davranırsa öyle davranıyor.
"Dinlenecektin hani Mustafa Usta, gene işe çıkmışsın?"
"Bırakmıyorlar ki.. "
"Ne kadar iş?
"On bir metre taş duvar yapacağım. Emekli maaş yetmiyor ki."
Heyecanla anlattı:
"Araya bir sıra tuğla döşeyeceğim"
"Neden?"
"Senin bilmen lâzım."
"Ben unuttum sen söyle."
"Dışardan baktın mı güzel görünür."
"O kadar mı? Farklı sağlamlığı olan malzemeleri birlikte kullanmamak lâzım"
"Ben döşerim müteahhit beğenmezse sökerim" dedi.
Koltuğumun altındaki gazeteleri gördü.
"Ne gazete okuyormuşsun bakalım" diye gazetelere uzandı. Açtım gösterdim.
"Vay sen muhalifmişsin." dedi.
"Sen iktidarsın öyle mi?"
"Başkası var mı?" dedi. Sonra kendini topladı "Olsun hepimiz insanız"
Beni teselli eder gibi bir hâli vardı. Hani kusurum varmış da görmezden geliyormuş gibi.
 "Hepsi aynı" dedim. "Bak yaşlandık(geçen gün söylediği söze gönderme yaptım) bugüne kadar hangisinden hayır geldi?"
"Öyle" dedi ama dudaktan.. İşine devam etti. Bir taşı balyozuyla ikiye ayırdı.
"Ne taşı o?"
"Sen mühendissin bilmen lâzım" Geçen konuşmadan hatırlıyor mesleğimi.
"Sen daha iyi bilirsin. Sen taşları okşuyorsun biz baktık" dedim. Güldü.
"Granit, sağlam taştır." İkiye bölünen taşı okşadı.
"İstanbul'da yollarda döşeli idi. Söküp yerine kilitli parke döşediler"
"Beton taş mı?
"Evet beton taş."
"Beton dağılır, granit gibi olur mu?"dedi.
"Sökülen granit taşların üstüne de birileri  oturdu."
"Belediye'de mi çalıştın?"
"Hayır belediyelere iş yaptım"
Bir sessizlik oldu ben: "Bütün partiler aynı" dedim. "Hepsi kendine çalışıyor"
Sustu. Sustuk. İşine devam etti.
"Hadi eyvallah, sana kolay gelsin" dedim.
"Eyvallah."
Taşçı Mustafa Usta yetmeyen emekli maaşının sebebini düşünmüyor. Bir düşünse dedim içimden.


Melih Anık

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder